Araştırmacı, Yazar

ANASAYFA
BİZE ULAŞIN
AMACIMIZ
KUR'AN DİNLE
KİTAPLARIMIZ
DERS VİDEOLARI ARŞİVİ
NOT DEFTERİ
Allah’a hamd, Rasûlüne salât ve selâm ederek başlıyoruz. Rabbimiz, hepimize hakkı hak bilip hakka ittibâ etmemizi, bâtılı bâtıl bilip bâtıldan da ictinâb etmemizi nasip ve müyesser eylesin. Âmîn. “Müslüman Kadınların Saçlarını Örtmeleri Farz mıdır?” başlıklı yazımızı okuyan bir kardeşimiz aşağıdaki soruyu yöneltmiştir. Aslında ilk bakışta basit bir soru gibi gözükmesine rağmen iyice düşünüldüğünde önemli bir soru olduğu anlaşılacaktır. Şahsen ben de soruyu ilk gördüğümde “câizdir” diye içimden geçirmekle yetinmiştim. Ama daha sonra bu kadarının yeterli olmayacağını düşündüm. Zira bu konunun direkt cevaplandırılması için “câizdir” ya da “câiz değildir” şeklinde doyurucu olmayan bir cevap şekli yetersizdir. Çünkü meselenin farklı yönleri de bulunmaktadır. Bundan dolayı da konuyu özetler mahiyette ana hatlarıyla cevaplandırmanın faydalı olacağını düşünüyorum. Önce soruyu görelim sonra cevaba geçelim: “Selamün aleyküm. Benim sorum; saçı omuzlarından aşağıda olan bir insan, ensesinde toplayamıyorsa kestirmesi câiz midir? Çevremde, ‘âhirette kadınların saçlarının göğüs hizası altında olması gerekiyor’ diyenler var. Bunun doğruluğu var mıdır? Selâmetle, Allah'a emânet kalın…” Ve aleyküm selâm. Saçı omuzlarından aşağıda olan bir kadının saçlarının uçlarından kestirmesi yani saçını kısaltması câizdir. Toplumda, kadınların saçlarının göğüslerinin hizasının altında olması gerektiği söylentisi -maalesef ki- geçmişten bu yana mevcuttur. Bunlar “kocakarı türetmesi” denen sözlerden sayılır. Bu sava göre, kadının saçları göğüslerinin altında olması gerekiyormuş ki, kadın öldüğünde göğüslerinin, saçlarıyla kapatılması gerekmekteymiş. Ya da kadın mahşer yerinde insanlar toplandıklarında göğüslerini saçlarıyla kapatacaklarmış. Bütün insanlar mahşerde analarından doğduğu gibi haşredilecek ya. Bu gerçeğin üzerine mesnetsiz fikirler eklemek de uydurucuların işi olmaktadır.

 

KADINLARIN SAÇLARINI KISALTMALARI CÂİZ MİDİR?

Allah’a hamd, Rasûlüne salât ve selâm ederek başlıyoruz.

Rabbimiz, hepimize hakkı hak bilip hakka ittibâ etmemizi, bâtılı bâtıl bilip bâtıldan da ictinâb etmemizi nasip ve müyesser eylesin. Âmîn.

“Müslüman Kadınların Saçlarını Örtmeleri Farz mıdır?” başlıklı yazımızı okuyan bir kardeşimiz aşağıdaki soruyu yöneltmiştir.

Aslında ilk bakışta basit bir soru gibi gözükmesine rağmen iyice düşünüldüğünde önemli bir soru olduğu anlaşılacaktır. Şahsen ben de soruyu ilk gördüğümde “câizdir” diye içimden geçirmekle yetinmiştim. Ama daha sonra bu kadarının yeterli olmayacağını düşündüm. Zira bu konunun direkt cevaplandırılması için “câizdir” ya da “câiz değildir” şeklinde doyurucu olmayan bir cevap şekli yetersizdir. Çünkü meselenin farklı yönleri de bulunmaktadır. Bundan dolayı da konuyu özetler mahiyette ana hatlarıyla cevaplandırmanın faydalı olacağını düşünüyorum.

Önce soruyu görelim sonra cevaba geçelim:    

“Selâmün aleyküm.

Benim sorum; saçı omuzlarından aşağıda olan bir insan, ensesinde toplayamıyorsa kestirmesi câiz midir? Çevremde, ‘âhirette kadınların saçlarının göğüs hizası altında olması gerekiyor’ diyenler var. Bunun doğruluğu var mıdır? Selâmetle, Allah'a emânet kalın…”

Ve aleyküm selâm.

Saçı omuzlarından aşağıda olan bir kadının saçlarının uçlarından kestirmesi yani saçını kısaltması câizdir. Toplumda, kadınların saçlarının göğüslerinin hizasının altında olması gerektiği söylentisi -maalesef ki- geçmişten bu yana mevcuttur. Bunlar “kocakarı türetmesi” denen sözlerden sayılır. Bu sava göre, kadının saçları göğüslerinin altında olması gerekiyormuş ki, kadın öldüğünde göğüslerinin, saçlarıyla kapatılması gerekmekteymiş. Ya da kadın mahşer yerinde insanlar toplandıklarında göğüslerini saçlarıyla kapatacaklarmış. Bütün insanlar mahşerde analarından doğduğu gibi haşredilecek ya. Bu gerçeğin üzerine mesnetsiz fikirler eklemek de uydurucuların işi olmaktadır.

Her ne kadar bu tür ısrarlı söylemler bugün azalmış olsa da, hâlâ bunları dillendirenlerin olduğu inkâr edilemez. İnsanlar Vahiy İslâm’ından kültürel ve geleneksel bir din anlayışına yöneldikleri her dönemde vahiyle doğrudan irtibatlı olmayan meselelerde bir takım insanların ısrarla iddia ettikleri farzlar(!) veya haramlar(!) bulunacaktır. Daha doğrusu helâl ve haram konularında aşırı gidişler ya da boş vermişlikler olabilecektir.

Bu hususta Rasûlullah aleyhisselâm, erkeklerin ve kadınların çıplak ayaklı ve elbisesiz (erkekler sünnetsiz) olarak haşredileceklerini bildirince Hz. Âişe annemiz: “Kıyâmet günü avretlerden dolayı vay hâlimize!” dedi. Peygamberimiz ise: “Sen neden söz ediyorsun? Benim üzerime öyle bir Âyet nâzil oldu ki, üzerinde elbise olmasının ya da olmamasının sana hiçbir zararı yoktur” buyurdu. Âişe: “O hangi Âyettir, ey Allah’ın Nebîsi?” dedi. Allah Rasûlü ise: “O günde bunlardan her bir kişinin kendisine yeter bir işi vardır” (Abese: 37) Âyetidir buyurdu. (Bkz: İbn-i Kesîr Tefsîri vd. Abese Sûresinin ilgili Âyetlerinin tefsirinde bu bilgilere her tefsirde rastlamak mümkündür.)

İffet timsâli Hz. Âişe annemiz mahşer yerindeki durumun mahiyetini Peygamberimize sorduğunda Allah’ın Rasûlü kendisine herkesin o günün dehşetinden dolayı birbirlerini göremeyecekleri biçimde daha önemli meşguliyetleri olacağını haber vermiştir. Dolayısıyla o günle alâkalı olarak kadınlara yönelik uydurulan bu efsanenin yanlışlığı da ortaya çıkmaktadır. Abese Sûresinin 37. Âyetinde Rabbimizin bildirdiği gibi, kimse kimsenin hâlini görmeyecektir ki, kadınların göğüslerini saklamak için uzun saçlara ihtiyaçları bulunsun. Kaldı ki, bunu uyduranlar büyük bir hata yaptıklarının da farkında değillerdir. Kadın göğsünü kapatıyor da neden diğer avret bölgelerini kapatmıyor? Bu, aslında soru değildir. Bu tür uydurmaları söyleyenlere ya da inananlara ilzâm ve cevap kâbilinden istifhâmdır.

Şimdi mesele üzerinde kısaca teşrîhâta girelim. Öncelikle kabul etmeliyiz ki, saç kadının hem ziynetidir hem de avretidir. Sakal nasıl erkeğin ziyneti ise, saç da kadının ziynetidir. Kadınlar saçlarının kesim şekli itibariyle erkeklere benzemekten sakınmalıdırlar.

Çünkü Hz. Ali radıyallâhu anh’dan rivâyete göre;

 نَهَى رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم أَنْ تَحْلِقَ الْمَرْأَةُ رَأْسَهَا

“Rasûlullah, kadınların başlarını erkekler gibi tıraş etmelerini yasakladı.” (Tirmizî, Hacc, 75; Nesâî, Ziynet, 4)

Bu yasaklamanın nedeni teşebbüh’ten sakındırmaktır.

İbn-i Abbâs radıyallâhu anh’den rivâyet edildiğine göre;

لَعَنَ رَسُولُ اللَّهِ صلى الله عليه وسلم الْمُتَشَبِّهِينَ مِنَ الرِّجَالِ بِالنِّسَاءِ، وَالْمُتَشَبِّهَاتِ مِنَ النِّسَاءِ بِالرِّجَالِ

“Rasûlullah, erkeklerden kadınlara kadınlardan erkeklere benzemeye çalışanlara lânet etti” demiştir. (Buhârî, Libâs, 61; İbn-i Mâce, Nikâh, H. No: 1904; Bkz: Tirmizî, H. No: 3784; Ebû Dâvûd, Libâs, H. No: 4097)

Başka bir rivâyetinde ise İbn-i Abbâs radıyallâhu anh şöyle bildirmiştir:

لَعَنَ النَّبِيُّ الْمُخَنَّثِينَ مِنَ الرِّجَالِ وَالْمُتَرَجِّلاَتِ مِنَ النِّسَاءِ

“Rasûlullah, kadınlaşan erkeklere ve erkekleşen kadınlara lânet etti.” (Buhârî, Libâs, 62; Hudûd, 33, H. No: 6834; Tirmizî, H. No: 2785; Ebû Dâvûd, Edeb, 61, H. No: 4930)

Bu lânetin nedeni, Yaratan’ın koymuş olduğu sıfatlardan bazılarını beğenmeyip karşı cinsin sıfatlarıyla sıfatlanmaya çalışmak, karşı cinse özenmek yani Allah’ın yarattığını değiştirmeye çalışmak olarak açıklanabilir.

Bu konuda şu Âyeti hatırlatmak yerinde olacaktır.

“’(Şeytan:) Andolsun onları mutlaka saptıracağım. Olmayacak kuruntulara boğacağım. Andolsun onlara hayvanların kulaklarını yarmalarını emredeceğim. Ve yine onlara Allah’ın yarattığını değiştirmelerini emredeceğim.’ Kim Allah’ı bırakır da şeytanı velî edinirse şüphesiz o, apaçık bir zarara uğramış demektir.” (Nisâ: 119)

Erkeğin ya da kadının yaratılışa müdâhalesi bir anlamda Allah’ın yaratmış olduğu fıtrata müdâhale sayılır. O fıtratı değiştirmek ise, Allah’ın yarattığını değiştirmek demektir. İslâm’da kadın-erkek benzeşmesi yasağı vardır. Bu yasak; giyim-kuşam, hâl-hareket ve benzeri bütün konularda kadının erkekleşmeye çalışmasını, erkeğin de kadınlaşmaya çalışmasını içine almaktadır. Bu bağlamdan olarak, kadının saçını erkeğe benzeyecek şekilde kestirmesi, ensesi görülecek dereceye kadar kısaltması câiz değildir ve bu durum Hadîslerde yasaklanmıştır.

Hz. Ali radıyallâhu anh’dan rivâyete göre:

نَهَى رَسُولُ اللَّهِ أنْ تَحْلِقَ الْمَرْأَةُ رَأسَهَا

“Rasûlullah, kadının başını tıraş etmesini yasakladı.” (Tirmizî, Hacc, 75)

Hadîs’teki yasak; kadınlarının saçlarını tamamen kestirmelerini/kazıtmalarını ya da enseleri görülecek biçimde -erkek tıraşına benzer- kısa kestirmelerini kapsamaktadır. Bu Hadîs nedeniyle âlimler, kadınların saçlarını -kesmek yerine- kısaltmalarının daha uygun olduğunu söylemişlerdir.

İbn-i Abbâs’tan rivâyete göre, demiştir ki: Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu:

لَيْسَ عَلَى النِّسَاءِ حَلْقٌ إِنَّمَا عَلَى النِّسَاءِ التَّقْصِيرُ

“Kadınlara tıraş olmak gerekmez. Kadınlara gereken, sadece saçları kısaltmaktır.” (Ebû Dâvûd, Menâsik, 79, H. No: 1984, 1985)

İhrâmdan çıkarken kadınların saçlarını kısaltmaları vâciptir. Hanefî ulemâsı ve İmam Şâfiî’ye göre kadınların saçlarını tıraş etmeleri mekrûhtur. Çünkü tıraş olmak kadınlar için bid’attır. Ulemânın çoğunluğuna göre, kadınların saçlarını tıraş etmeleri erkeklere benzemek olacağı için haramdır. Kadınların saçlarını kestirmeleri değil, kısaltmaları (taksîr) câizdir. Saçın bir kısmını kesip diğer kısmını uzatmak da câiz değildir. Kadınların saçlarını tıraş etmelerinin yasak olması, başından rahatsızlığı olan kadınlar için geçerli değildir. Başında bulunan bir hastalık nedeniyle kadınlar saçlarını tamamen de kestirebilirler. Bunda sakınca yoktur. 

Ebû Seleme radıyallâhu anh demiştir ki:

وَكَانَ أزْوَاجُ النَّبِيِّ يَأخُذُونَ مِنْ رُءُوسِهِنَّ حَتَّى تَكُونَ كَالْوَفْرَةِ

“Nebî aleyhisselâm’ın zevceleri perçem (vefra) gibi oluncaya kadar saçlarını kısaltırlardı.” (Müslim, Hayz, 42) 

İmam Nevevî rahımehullâh bu hususta şunları kaydetmiştir:

“Vefra, Limme’den daha uzundur. Limme, omuzlara kadar ulaşmayan saça denilir. Bu açıklama el-Esmaî’ye aittir. Başkası ise şöyle demektedir: Vefra, Limme’den daha azdır. Kulakları geçmeyen saça denilir (Perçem diye tercüme ettik). Ebû Hâtim dedi ki: Vefra, kulaklar üzerine kadar gelen saça denilir.

Kâdî Iyâd rahımehullâh dedi ki: Bilinen şu ki, Arap kadınları saçlarını kısım kısım örerlerdi. Muhtemelen Nebî’nin zevceleri bu işi Rasûlullah’ın vefâtından sonra yapmışlardır; çünkü onlar vefâtından sonra süslenmeyi bırakmış ve saçlarını uzatmaya ihtiyaçları kalmamıştı. Ayrıca saçlarının bakımlarını kolaylaştırmak için de saçlarını kısaltmışlardı.

Kâdî Iyâd’ın sözünü ettiği mü’minlerin annelerinin bu işi Rasûlullah hayatta iken değil de, vefâtından sonra yaptıklarına dair açıklamayı aynı şekilde başkaları da yapmış olup, bunun zaten başka türlü olması söz konusu değildir. Onların, Rasûlullah’ın hayatta iken böyle bir iş yapmış olmaları asla düşünülemez.

Bunda kadınların saçlarını kısaltmalarının câiz oluşuna delil vardır. Allah en iyi bilendir.” (El-Minhâc fî Şerhi Sahîh-i Müslim, C: 4, S: 4, 5)

Peygamberimizin hanımları, Efendimizin vefâtından sonra artık kendilerinin Rasûlullah için süslenme ihtiyaçları kalmadığından, saçlarını “Vefra” biçiminde kısaltmışlardır. Vefra, kimi âlimlere göre Limme’den daha uzun, kimine göre ise Limme’den daha kısadır.

Limme Arapça Kâmûslarda şöyle tarif edilmiştir:

شَعرُ الرَّأْسِ المجاوزُ شحمةَ الأُذن

“Kulak memesini geçen (ama omuzlara kadar ulaşmayan) saç” demektir.

Eğer Vefra; Limme’den daha uzun ise kulak memesinden aşağıya (omuzlara veya daha da aşağıya) ulaşan saç olur; daha kısa ise kulak memesinin üstünde oldukça kısa saç olur. Vefra, kulaklar üzerine gelen saç dahi olsa, kadınlar için bu saç kesiminin “kısa saç” hükmünde olduğunu kabul etmek gerekir. Vefra stilindeki saç kesimi hangisi olursa olsun, Rasûlullah’ın hanımları, Peygamberimiz vefât ettikten sonra saçlarını kısa denilebilecek şekilde kestirdikleri rivâyet olunmuştur. Bu detaya dikkat etmekte fayda vardır.

Bu noktada kadınların saç kısaltmalarının câiz olduğunu söylememiz gerekir. Ama bu cevâz, (bekâr, dul olmak vb.) bazı illetlere bağlı mıdır ve saçın kısalığı ne kadar olmalıdır bu konularda farklı şeyler söylenebilir. Bu nedenle de kadınların, erkeklerin tıraşına benzer saç kesimlerinden sakınmaları gerekir. Zira bu durum, az önce de temas ettiğimiz gibi, kadınların erkekleşmeye çalışması anlamı taşıyabilir. Fakat kadının erkekleşmeye çalışmadığı ve başını alaburus stilinde tıraş ettirmediği sürece, saçının kısalığının ölçüsü ne olursa olsun, bunun haram olduğunu söylemek mümkün değildir.

Şimdi de, kadınların saçlarını kesmeleri ya da kısaltmalarının doğru olmadığı söylentilerine atfen birkaç açıklama yapalım. Kadın isterse saçlarını elbette uzatır. Ama bu uzatma sebebiyle saçların başörtü veya benzer örtülerle tam örtülememesi yani tesettürde, saçların bazı sıkıntılara ve zorluklara sebep olduğu durumlarında saçların uçlarından kısaltılmasında hiçbir mahzûr yoktur. Çoğu zaman saçların uzunluğundan dolayı kadınların farkında olmadan, istemdışı olarak saçlarının görünmesi gibi aksaklıklar da bu şekilde önlenmiş olur. Bu açıdan bakılırsa bu amelin güzel bir ihtiyât olduğunu bile söyleyebiliriz.

Kadının saç tıraşı konusunda vârid olan yasakların, erkeğe benzeyecek ölçüde saç kısaltma hakkında olduğu anlaşılmaktadır.

İbn-i Ömer’in hizmetinde bulunan Nâfi’nin haber verdiğine göre, o, Abdullah b. Ömer’i (Allah hepsinden râzı olsun) şöyle derken işitmiştir:  

سَمِعْتُ رَسُولَ اللَّهِ يَنْهَى عَنِ القَزَعِ

“Rasûlullah aleyhisselâm’ı başın bir kısmını tıraş edip diğer kısmını alacalı şekilde (parçalı bulutlar gibi) bırakmaktan (alaburustan) nehyederken işittim.” (Buhârî, Libâs: 72; Nesâî, Ziynet, 58)

Kaza’ (alaburus) القَزَع; başın bazı yerlerinde dağınık bulut parçaları gibi saç bırakıp, diğer tarafları kısaltmak ya da kazıtmaktır. Erkekler ya saçlarını tamamen tıraş ettirecekler ya da tamamen bırakacaklar. Çünkü bir kısmını tıraş edip, bir kısmını bırakmak yasaklanmıştır.

Müslüman kadınların da bir zarûret olmadıkça saçlarını kazıtmamaları gerekir. Hatta hacc ibâdetlerini yaparlarken bile saçlarının ucundan birazcık kısaltmaları (taksîr) yeterlidir.

Erkekler temiz tutmak ve bakımlarını yapmak şartıyla saçlarını uzatabilirler. Erkeklerin saç uzatmaları kadınlara benzemeye çalışmak anlamına gelmez. Zira gerek Peygamberimiz ve gerekse Ashâb saçlarını uzatmışlardır. Bu konuda yasaklama söz konusu değildir. Sonuç olarak da; kadınların saçlarını göğüs hizalarına kadar ya da biraz daha fazla uzatmak zorunda oldukları ve bu ölçüden aşağı saç bırakmalarının câiz olmadığı sözleri doğru değildir. Allah en iyi bilendir.

Yusuf Semmak

Bağlantı | kategori: SİZİN SORDUKLARINIZ | tarih: 05/11/2015 | Yorum(2) | Yorum yaz
Yusuf SemmakSaçınızı erkeğe kestirmediğiniz, nâmahreme göstermediğiniz, kâfirlere benzetmediğiniz (teşebbüh), kesim şeklinizle erkeklere de benzemediğiniz sürece sağlık veya bakım gibi nedenlerle saçınızı kısaltmanızda hiçbir sakınca yoktur. Bu şartlarda haramlık diye bir şey söz konusu olmaz. Mekrûhluk için dahi delil gerekir.

Şahsen ben, birçok insan gibi çocukluğumuzdan beri halk arasında duyduğumuz, kadınların saçlarının uzun olması gerektiğine, çünkü kadının saçının kendisine mahşerde örtü olacağına dair söz hakkında bir delile rastlamadım!

Bilelim ki, mahşerde -anasından doğduğu gibi haşredilecek olan- her insanın kendini meşgul eden bir işi, derdi, tasası olacaktır ve birbirlerini görmeyeceklerdir. Dolayısıyla böyle bir mizansene gerek yoktur!

Rabbimiz buyurdu:

لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْنِيهِ

“O günde bunlardan her bir kişinin kendine yeter bir işi (derdi, tasası) vardır.” (Abese: 37)

Evli kadının ise, geçim açısından kocasıyla istişâre etmesi güzeldir.

Azîm olan Allah doğru söyler ve O en iyi bilendir.
tarih: 28.01.2021
MeryemVerdiğiniz bu bilgiler için çok teşekkür ederim ancak benim asıl öğrenmek istediğim cevaba ulaşamadım bu konuda da bilginiz dahilinde beni de aydınlatırsanız çok memnun olurum ben bekarım ve denilenlere göre babamın izni olmadan saç kesmek harammış sağlık ve bakım açısından az biraz kesmem gerektiğini düşünüyor olsam da babamın rızası olmadığından geri duruyorum. Benim asıl sormak istediğim şu babanın rızası lazım mı harama girmiş olur muyum. Şimdiden teşekkür ederim..
tarih: 26.01.2021
YORUM YAZINIZ
İSMİNİZ

E-Posta (Gizli)

Web siteniz

Yorumunuz

Güvenlik kodu
04.10.2024Cuma
Son Konular .: NASİHATLER 17
.: 115- Ebu Hanife Hakkında | Yusuf Semmak
.: 114- Arapça Test Çözümleri – Tesniye'nin (İkilin) İ'rabı | Yusuf Semmak
.: 113- Kur’an Okuma ve Öğretme Karşılığında Ücret Almak, Ölüler için Kur’an Okumak ve Rukye Bahsi - PÇMO – 44
.: NASİHATLER 16
.: 112- Peygamberin Kabrini ve Diğer Kabirleri Ziyaret ve Ölülere Nelerin Fayda Vereceği - PÇMO – 43
.: Muhtelif Konularda Kısa Kısa - 7
.: 111- Kâfir Olarak Ölenlere, Dünyadaki İyi Amelleri Fayda Sağlamaz! | Yusuf Semmak
.: 110- Benim Babam da Senin Baban da Ateştedir! | Yusuf Semmak
.: 109- Hz. Ömer’in Hılâfeti Devrinde Bir Adamın Hz. Nebî'nin Kabrine Gelip Onunla Tevessül Etmesi – 42
.: 108- İman Edip Müslüman Olmak Tertemiz Bir Sayfa Açmaktır! | Yusuf Semmak
.: 107- Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Meselesi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 41
.: 106- Zamanın Önemi ve Su Gibi Akan Ömür! | Yusuf Semmak
.: 105- Mü’min Sabahlayıp Kafir Akşamlamak veya Mü’min Akşamlayıp Kafir Sabahlamak! | Yusuf Semmak
.: 104- Tarihte Putperestlik Nasıl Başladı? - Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 40
.: 103- Müslümana Sövmenin ve Onunla Savaşmanın Hükmü Nedir? | Yusuf Semmak
.: 102- Türbe ve Kabirleri Ziyaretin, Bid’at Olan Tevessülle İlişkisi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 39
.: 101- Münafıkların Özellikleri Nelerdir? | Yusuf Semmak
.: 100- Müslümanı Tekfir Eden Kimsenin Durumu Nedir? | Yusuf Semmak
.: 99- Tevessülün Anlamı, Kısımları ve Bid’at Olan Tevessül – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 38
.: 98- Ehl-i Kıble Kime Denir? | Yusuf Semmak
.: 97- Hz. Yusuf’un Mısır’daki Konumu (3) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 37
.: 96- Bir Mezhebe Uymak Zorunda mıyız? | Yusuf Semmak
.: 95- Hz. Yusuf’un Mısır’daki Konumu (2) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 36
.: 94- Hz. Yûsuf’un Mısır’daki Konumu (1) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 35
.: 93- Ru'yetullah (Allah'ın Görülmesi) Meselesi | Yusuf Semmak
.: 92- Allah’tan Başka Kanun Koyucu Yoktur! (2) - Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 34
.: 91- Allah’tan Başka Kanun Koyucu Yoktur! (1) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 33
.: 90- Hz. İbrahim’in Nemrud’a, Babasına ve Kavmine Tebliği – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 32
.: 89- Allah ve Mahlukat İlişkisi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 31
.: 88- O Büyük Mahkeme'de! (Şiir)
.: 87- İmanın Artıp Eksilmesi Meselesi ve Ehl-i Kıble Kimdir? – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 30
.: 86- Peygamberimiz İslam’a Davet Metodu – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 29
Son Yorumlar
misafir
Good blog post. I certainly appre
Oğuzhan
Admin çok teşekkürler.
İsmail
Yüce ALLAH cc razı olsun sizden h
Yusuf Semmak
Ve aleyküm selâm kardeşim. Tâbi
Bekir Yetginbal
Canım kardeşim selamualeykum GÜN
Bekir Yetginbal
Ey Rabbim bu kulunun gayretlerini
Mahmut
Selamünaleykum Yusuf peygamberin
Ufuk
Çok güzel
Şeyma
Bu nadide soru ve cevapları için
Ahmet
Doyurucu bir yorum Teşekkürler
Yusuf Semmak
Son mısralar/dizeler hep "Lâm" ha
Baraa
Bence çoooook güzel bir site
ali
İlmî Arapça Sayfası http://www
ali
Faydalı Bir Maksud Programı http
ali
Faydalı Bir Emsile Programı http
Yusuf Semmak
BU DERSTE İŞLENEN BAŞLICA MEVZULA
Derya Atan
Ağzınıza, yüreğinize sağlık hocam
Firdevs Sevgi
inş güzeldit.
misafir
⭐⭐⭐⭐&
mustafa
Abi çook teşekküür ederim
Medine
Cenetin kapısın geçmek istiyom
Yusuf Semmak
Namazda Salli-Bârik okurken, Peyg
Yusuf
Allah razı olsun hocam çok anlaşı
Yusuf Semmak
Saçınızı erkeğe kestirmediğiniz,
Meryem
Verdiğiniz bu bilgiler için çok t
Yusuf Semmak
+ Ayrıca Hadîs'in açıklamasında d
Yusuf Semmak
Güzel bir yorum. Fakat biraz açık
metin
hadiste gecen Gölge Arsin gölgesi
Rüya
Çok teşekkür ederim
Şule
Çok teşekkürler
sadullah demircioğlu
abdullah bin mesud (r.a.) ‘’sakın
Yusuf Semmak
Bir kardeşimiz, selâmdan sonra; “
Yusuf Semmak
EVET, YİNE SİGARA! Bugün piyas
© 2012 YUSUFSEMMAK.COM