Araştırmacı, Yazar

ANASAYFA
BİZE ULAŞIN
AMACIMIZ
KUR'AN DİNLE
KİTAPLARIMIZ
DERS VİDEOLARI ARŞİVİ
NOT DEFTERİ
Geçmişte, şimdi ve gelecekte her şeyden haberdar olan, ilminde, kudretinde, hikmetinde hiçbir noksanlık bulunmayan, ilmin kaynağı olan, gizli ve açık her şeyi bilen, kullarından asla gâfil olmayan, el-Alîm, es-Semi’, el-Basîr, el-Latîf, el-Habîr, er-Rakîb, el-Azîz, el-Kadîr, el-Muktedir, Allâmu’l Ğuyûb isimlerinin sahibi olan, noksanlıklardan münezzeh ve ekmel sıfatlarla muttasıf olan Yüceler Yücesi Allah Sübhânehu ve Teâlâ’ya sonsuz hamd-ü senâlar olsun. Bir saat sonra kendisinin ne yapacağını ya da kiminle evleneceğini Allah’ın bilemeyeceğini söyleyen mealcilere ve Kur’an’ın Arapça metni üzerinden ‘Kur’ancılık’ yapan modern zâhiriciliğe, Kur’an-ı Kerim’den cevaptır...
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 17/01/2014 | Yorum(0) | Yorum yaz
Allah’a hamd ve Rasûlüne salavât ile söze başlarız. Bu sözü bazı şahıslar, videolarda konuşmaktadırlar. Bazı insanlarca, İmam Mevdûdî ve Seyyid Kutub aleyhinde bazı yersiz sözler edilmektedir. Biz, izleyenlerin malumu olan o konuşmada geçen bir iftira'ya cevap vermekle yetinmek istiyoruz ki, zaten ondan sonra, bu tarz konuşmaların temelsiz, asılsız ve mesnetsiz, kuru laf kalabalığı olduğu herkesçe anlaşılacaktır! Dinleyince –şaşırma anlamında- şok olmamak elde değil! Onlara deriz ki… Ne iftira’dan, ne de iftiracılardan haz eden birisi olarak, bu duruma ne denebilir ve nasıl karşılık verilebilir acaba? Yalan bir söz zaten güneşin altındaki kardan adam gibi erimeye ve yok olmaya mahkumdur aslında... Yine de birkaç cümle söylemek icap eder...
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 17/01/2014 | Yorum(0) | Yorum yaz
MEVLİD KANDİLİ KUTLAMAK, SONRADAN UYDURULMUŞ BİR BİD'ATTİR! PEYGAMBERİMİZ, NE PEYGAMBERLİĞİNDEN ÖNCE NE DE PEYGAMBERLİK SÜRESİNCE KENDİ DOĞUM GÜNÜNÜ KUTLAMAMIŞTIR! SELEF-İ SÂLİHÎN, PEYGAMBERİMİZİN DOĞUMU NEDENİYLE NE ONUN SAĞLIĞINDA NE DE VAFÂTINDAN SONRA "MEVLİD KANDİLİ" ŞEKLİNDE BİR MERÂSİM VE KUTLAMA YAPMIŞLARDIR. PEYGAMBERİMİZİN VEFÂT GÜNÜNÜN PAZARTESİ OLDUĞUNDA İTTİFÂK VARDIR ANCAK TARİHİ KONUSUNDA İHTİLÂF EDİLMİŞTİR. ÜMMET-İ MUHAMMED, İLK ANDAN BUGÜNE KADAR MEVLİD KANDİLİ KUTLAMIŞ OLSALARDI, RASÛLULLAH’IN DOĞUM TARİHİNDE FARKLI GÖRÜŞLER OLUR MUYDU?
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 12/01/2014 | Yorum(2) | Yorum yaz
Şeyhu'l-İslâm rahımehullâh, bu gezginin dediği gibi gerçekten, "İşte Allah, dünya semâsına şu benim inişim gibi iner" demiş midir? Eğer böyle bir şey dediyse, bu söz veya bu söze uygun cümleler neden kendi kitaplarında yoktur? Aksine bu sözün hılâfına sayısız açıklamalar bulunmaktadır! Bir an dediğini varsaysak bile; peki neden o dönemde çağdaşı olan Rabbânî İslâm âlimleri ve müctehidleri bu sözü, Şeyhu'l-İslâm'dan nakletmediler ya da nakzetmediler?
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 30/11/2013 | Yorum(0) | Yorum yaz
Gusül edip, hâcet namazı kılan ve Allah’tan mürşidini görmek isteyen bir bayanın rüyasında, kendisine vahiy geldiğini söyleyen medyadan malum bir şahsı görmesi üzerine, gidip ondan tevbe alması ve onun mürîdesi olması meselesi hakkında uyarıcı cevaptır.
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 17/05/2013 | Yorum(0) | Yorum yaz
Bu sorunun cevabını en iyi bu ortamı yaşamış, incelemiş bir âlim verebilir. Bu nedenle önceden tarîkat şeyhi iken, hidâyete erip şeyhliği bırakan bir kimsenin açıklamalarının çok önemli olduğu kanaatindeyiz. Ferîd Aydın Hoca Efendi, nesiller boyu Nakşî şeyhliğini yapmış bir aileden gelmektedir. Kendisi on binden fazla mürîdi varken şeyhliği bırakarak kendi ifadesiyle Tevhîd yoluna girmiştir. Arapça, Farsça, Türkçe, Kürtçe, Fransızca ve İngilizce'ye oldukça âşinadır. İslâmî ilimlerde de yetişmiş saygın bir ilim adamıdır. Bu soruya cevap verebilecek en uygun kişi, kendisidir. Çünkü hem şeyhlik yapmıştır, hem de şeyh ailesinden gelip bu kültürü ve âdetleri çok iyi bilmektedir, hem de araştırmacıdır... Hepsinden önemlisi de şeyhlik makamını terk etmiştir. Herkes şeyhlik, makam ve mevki için olmadık tavizler verirken; o neden şeyhliği terk etmiştir? Bu makam meşru olsaydı, terk eder miydi acaba? Herkesin inancının kendisine olduğunu hatırlatarak, objektif olmak isteyenler için eski şeyh Ferîd Hocanın açıklamalarının araştırmacılar tarafından dikkate alınması gerektiği kanaatindeyiz.
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 11/12/2012 | Yorum(0) | Yorum yaz
Açıklama: Kur'ân'a aykırı olduğunu düşündüğü Hadîslerden hareketle, bazı Hadîsler hakkında sorular soran bir arkadaşa verdiğimiz cevaptır. Hadîslere Şüpheci Yaklaşım: Bu Hadîslerin açıklamasının sorulmasının arka planında Hadîslerin dinde delil olup olmadığına dair şüphe bulunmaktadır. Bu nedenle usûlen bu şüphenin giderilmesine yönelik cevap verilmesi gerekmektedir. Hadîsler arasında da tıpkı Kur’ân-ı Kerîm’de olduğu gibi, müteşâbih, mecâz, ğarîb, mübhem, muğlak kelime ve beyanlar, ilişkili olduğu olaylar, söylenme sebepleri ve söz bağlamları bulunmaktadır. Bu sebepten dolayı, Hadîslerde aklımız almayan ya da Kur’ân’a uygun olmadığını düşündüğümüz ifadeleri, yanlış kabul etmemiz doğru değildir. Hadîslere yaklaşımımız şöyle olmalıdır. Bir kimse bize bir Hadîs söylediği zaman; o Hadîsin nerede geçtiğini yani kaynağını, o Hadîsin senedi sağlam mı ve o Hadîs hakkında muhaddisler hangi açıklamaları yapmışlardır, bu bilgilere ulaşmak gerekir. Hadîslerin senedi sahîh ise, o Hadîs bizim için delildir. Senedi sahîh olan Hadîsleri kabul etmemekte ısrarcılık asla doğru değildir. Çok sayıda Hadîs uydurulduğunu gerekçe göstermek de tutarlı değildir. Hadîs âlimleri zaten uydurulmuş sözleri, Peygamberimizin Hadîslerinden ayırt edip, o sözlerin uydurma olduğunu açıklamışlardır. Hatta her dönemde muhaddisler halk arasında şöhret bulmuş ve "Hadîs" zannedilen uydurma sözleri derledikleri “el-Mevdûât/Uydurma Hadisler” isimli eserler yazmışlardır. Herhangi bir yerde hadîs diye geçen bir sözü, ilmi olmayanların "Hadîs" zannetmeleri, Peygamberimizin Hadîslerinin dinde delil kabul edilemeyeceğine gerekçe teşkîl etmez. Dediğimiz gibi, o uydurma sözlere “Hadîs” bile denmez; uydurma sıfatıyla ifade edilir ve onlara itibar edilmez. Peygamberimizden günümüze kadar nakledilmiş Hadîslerin senedleri vardır ve güvenilir bir şekilde günümüze kadar gelmişlerdir. Bu Hadîslerin tamamının dereceleri; sened ve metin tenkîdi yönüyle mâhiyetleri erbâbınca ma’lûmdur.
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 10/12/2012 | Yorum(0) | Yorum yaz
Günümüzde bu türden hezeyânlar maalesef ki artmıştır. Her şeyden önce, Kur'ân hakkında böyle bir soruyla fikir jimnastiği olur mu? Biz, üzerimize düşeni yapalım, inkârcı kimselerin, Kur’ân ve İslâm hakkında, genç beyinlerin zihinlerini bulandırmalarına imkân ölçüsünde engel olalım. Mukaddesât hılâfına, söz söylemek ya da amel etmek câiz değilken, fikir yürütmek ve felsefe yapmak hiç câiz olur mu? Akıl ve indî görüşlerle bu mesele üzerinde rastgele fikirler yürütmek, birilerinin, câhilce, inançsızlığa yönelebilme riskini artırır. Her soruda art niyet aramasak da, bu, bir nevi şeytânî propaganda gibidir. Şeytan memnundur yani, bu tarz tartışmalar açılmasından! Çünkü konuşanların ekserisi ilimden anlamayan ve Kur'ân ilimlerine hâkim olmayan yahut da en azından Arapça bile bilmeyen kimselerdir. Ayrıca sormak gerekir; durum böyleyse, Kur'ân'ı nasıl eleştirebilirsiniz! Böyle bir soru soran arkadaşın, Kur'ân'ı indirildiği dil olan Arapça aslından yıllarca araştırıp kafasında ilmî, bilimsel, aklî, tecrübesel, tarihsel, sosyal, psikolojik vb. sayısız soruları olması ve bu soruların kaliteli olduğunu da, yıllarca ilim ve bilim adamlarıyla istişâre etmiş, bunların ma'kûl itirazlar olduğunu da ortaya koymuş ya da en azından öyle kanaat getirmiş olması gerekmez mi? Kur'ân lügatını, ıstılâhını, nahvini, sarfını, belâğatını, usûlünü, sebeb-i nuzüllerini, nuzül yerlerini/zamanlarını, Peygamber aleyhisselâm tarafından yapılmış açıklamalarını, uygulamalı Sünnetini, Peygamberimizden sonra ashâbın Kur'ân üzerindeki tefsîrlerini, her asırda temel İslâmî ilkeler istikâmetinde müctehid âlimlerin Âyetleri yorumlamalarını okumadan, Müslümanların tarihini ve İslâm'ı yaşama tarzlarının müspet ve menfî yönlerini okuyup araştırıp, doğrularıyla yanlışlarını birbirinden ayırmadan Kur'ân üzerinde yorum yapmak doğru mudur?
Bağlantı | kategori: REDDİYELER | tarih: 26/11/2012 | Yorum(1) | Yorum yaz

17.01.2025Cuma
Son Konular .: 117- Tevhid'i Nasıl Anlamalıyız? | Yusuf Semmak
.: 116- Sosyal Medyada Ne Paylaşalım? | Yusuf Semmak
.: NASİHATLER 17
.: 115- Ebu Hanife Hakkında | Yusuf Semmak
.: 114- Arapça Test Çözümleri – Tesniye'nin (İkilin) İ'rabı | Yusuf Semmak
.: 113- Kur’an Okuma ve Öğretme Karşılığında Ücret Almak, Ölüler için Kur’an Okumak ve Rukye Bahsi - PÇMO – 44
.: NASİHATLER 16
.: 112- Peygamberin Kabrini ve Diğer Kabirleri Ziyaret ve Ölülere Nelerin Fayda Vereceği - PÇMO – 43
.: Muhtelif Konularda Kısa Kısa - 7
.: 111- Kâfir Olarak Ölenlere, Dünyadaki İyi Amelleri Fayda Sağlamaz! | Yusuf Semmak
.: 110- Benim Babam da Senin Baban da Ateştedir! | Yusuf Semmak
.: 109- Hz. Ömer’in Hılâfeti Devrinde Bir Adamın Hz. Nebî'nin Kabrine Gelip Onunla Tevessül Etmesi – 42
.: 108- İman Edip Müslüman Olmak Tertemiz Bir Sayfa Açmaktır! | Yusuf Semmak
.: 107- Peygamberimizin Kabrini Ziyaret Meselesi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 41
.: 106- Zamanın Önemi ve Su Gibi Akan Ömür! | Yusuf Semmak
.: 105- Mü’min Sabahlayıp Kafir Akşamlamak veya Mü’min Akşamlayıp Kafir Sabahlamak! | Yusuf Semmak
.: 104- Tarihte Putperestlik Nasıl Başladı? - Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 40
.: 103- Müslümana Sövmenin ve Onunla Savaşmanın Hükmü Nedir? | Yusuf Semmak
.: 102- Türbe ve Kabirleri Ziyaretin, Bid’at Olan Tevessülle İlişkisi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 39
.: 101- Münafıkların Özellikleri Nelerdir? | Yusuf Semmak
.: 100- Müslümanı Tekfir Eden Kimsenin Durumu Nedir? | Yusuf Semmak
.: 99- Tevessülün Anlamı, Kısımları ve Bid’at Olan Tevessül – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 38
.: 98- Ehl-i Kıble Kime Denir? | Yusuf Semmak
.: 97- Hz. Yusuf’un Mısır’daki Konumu (3) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 37
.: 96- Bir Mezhebe Uymak Zorunda mıyız? | Yusuf Semmak
.: 95- Hz. Yusuf’un Mısır’daki Konumu (2) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 36
.: 94- Hz. Yûsuf’un Mısır’daki Konumu (1) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 35
.: 93- Ru'yetullah (Allah'ın Görülmesi) Meselesi | Yusuf Semmak
.: 92- Allah’tan Başka Kanun Koyucu Yoktur! (2) - Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 34
.: 91- Allah’tan Başka Kanun Koyucu Yoktur! (1) – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 33
.: 90- Hz. İbrahim’in Nemrud’a, Babasına ve Kavmine Tebliği – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 32
.: 89- Allah ve Mahlukat İlişkisi – Putperest Çağlarda Müslüman Olmak – 31
.: 88- O Büyük Mahkeme'de! (Şiir)
Son Yorumlar
misafir
Thankks forr sharing your thought
misafir
Good blog post. I certainly appre
Oğuzhan
Admin çok teşekkürler.
İsmail
Yüce ALLAH cc razı olsun sizden h
Yusuf Semmak
Ve aleyküm selâm kardeşim. Tâbi
Bekir Yetginbal
Canım kardeşim selamualeykum GÜN
Bekir Yetginbal
Ey Rabbim bu kulunun gayretlerini
Mahmut
Selamünaleykum Yusuf peygamberin
Ufuk
Çok güzel
Şeyma
Bu nadide soru ve cevapları için
Ahmet
Doyurucu bir yorum Teşekkürler
Yusuf Semmak
Son mısralar/dizeler hep "Lâm" ha
Baraa
Bence çoooook güzel bir site
ali
İlmî Arapça Sayfası http://www
ali
Faydalı Bir Maksud Programı http
ali
Faydalı Bir Emsile Programı http
Yusuf Semmak
BU DERSTE İŞLENEN BAŞLICA MEVZULA
Derya Atan
Ağzınıza, yüreğinize sağlık hocam
Firdevs Sevgi
inş güzeldit.
misafir
⭐⭐⭐⭐&
mustafa
Abi çook teşekküür ederim
Medine
Cenetin kapısın geçmek istiyom
Yusuf Semmak
Namazda Salli-Bârik okurken, Peyg
Yusuf
Allah razı olsun hocam çok anlaşı
Yusuf Semmak
Saçınızı erkeğe kestirmediğiniz,
Meryem
Verdiğiniz bu bilgiler için çok t
Yusuf Semmak
+ Ayrıca Hadîs'in açıklamasında d
Yusuf Semmak
Güzel bir yorum. Fakat biraz açık
metin
hadiste gecen Gölge Arsin gölgesi
Rüya
Çok teşekkür ederim
Şule
Çok teşekkürler
sadullah demircioğlu
abdullah bin mesud (r.a.) ‘’sakın
Yusuf Semmak
Bir kardeşimiz, selâmdan sonra; “
© 2012 YUSUFSEMMAK.COM