Allah’a hamd ve Peygamberimize salât ederek söze başlıyoruz.
Sahâbe ve tabiînden gelen rivâyetlere göre; mücerred olarak Kur'ân'ı şahsî görüşle tefsîr etmek haramdır. İbn-i Kesîr'in, kendi tefsîrinin mukaddimesinde de kaydettiği gibi, Selef'in fetvâsı şudur:
أمّا تفسيرُ القرآنِ بِمُجرّد الرّأىِ فحرامٌ
SALT AKILLA VE İNDÎ GÖRÜŞLERLE KUR’ÂN’I TEFSÎR ETMEK HARAMDIR: Allah’a hamd ve Peygamberimize salât ederek söze başlıyoruz. Sahâbe ve tabiînden gelen rivâyetlere göre; mücerred olarak Kur'ân'ı şahsî görüşle tefsir etmek haramdır. İbn-i Kesîr'in, kendi tefsirinin mukaddimesinin tamamının okunmasını tavsiye etmekle beraber, orada kaydettiği ve Selefe dayandırılan fetvâyı nakletmek istiyoruz: أمّا تفسيرُ القرآنِ بِمُجرّد الرّأىِ فحرامٌ "Yalnızca reye/şahsî görüşe dayanarak Kur’ân’ı tefsir etmek haramdır." (Tefsîru’l Kur’âni’l Azîm, İbn-i Kesîr, Dâru Usâme, Ammân, C: 1, S: 10) Bu konuda birçok Hadîs vardır. Biz, birkaçını hatırlatalım. 1- İbn-i Abbâs radıyallâhu anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu: مَنْ قَالَ فِي الْقُرْآنِ بِغَيْرِ عِلْمٍ فلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ "Kim, Kur'ân hakkında ilimsizce söz söylerse, cehennemde yerini hazırlasın.” (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, 1, Hadîs No: 2950) 2- Yine İbn-i Abbâs radıyallâhu anh’ın rivâyetine göre, Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurmuştur: اتَّقُوا الْحَدِيثَ عَنِّى إِلاَّ مَا عَلِمْتُمْ فَمَنْ كَذَبَ عَلَيَّ مُتَعَمِّدَا فليتبوأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ وَ مَنْ قَالَ فِى الْقُرْآنِ بِرَأْيِهِ فلْيَتَبَوَّأْ مَقْعَدَهُ مِنَ النَّارِ “Benden, yalan yere Hadîs rivâyet etmekten sakınınız! Bildiğiniz Hadîsler müstesnâ (onları rivâyet edebilirsiniz). Her kim benim adıma taammüden (bile bile ve kasıtlı olarak) yalan uydurur (söyler ve naklederse), cehennemdeki yerini hazırlasın. Her kim de, Kur'ân hakkında şahsî görüşüyle söz söyler (ve hüküm verir)se, cehennemde yerini hazırlasın.” (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, 1, Hadîs No: 2951) 3- Cündeb b. Abdullah radıyallâhu anh’dan rivâyete göre, Rasûlullah aleyhisselâm şöyle buyurdu: مَنْ قَالَ فِى كِتَابِ اللهِ بِرَأْيِهِ فَأَصَابَ فَقَدْ أَخْطَأَ “Kim kendi görüşüyle Allah'ın Kitâbı hakkında söz söyler ve isabet ederse yine de hata işlemiştir.” (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, 1, Hadîs No: 2952) Bu son Hadîsle ilgili İmam Tirmizî şunları kaydetmiştir: “Mücâhid, Katâde ve diğer ilim adamlarından pek çoğunun Kur’ân’ı tefsîr ettikleri hakkındaki rivâyete gelince; onlar Kur’ân’ı tahminle (zan ile) tefsîr etmemişlerdir. Bu insanların, Kur’ân ve Kur’ân tefsîri hakkında ilimsizce ve kendi arzu ve istekleri doğrultusunda konuşmadıklarına dair, söylediğimiz sözü doğrulayacak şekilde rivâyetler yapılmıştır.” (Tirmizî, Tefsîru’l Kur’ân, 1, Hadîs No: 2952) Özellikle Tefsîr ve Hadîs ilminde otorite ve Hadîs ilminde hâfız olan İbn-i Kesîr’in, en son söylediğimiz Hadîs-i Şerîf hakkındaki açıklamalarının orijinal metnini vererek, tercümesini yapalım, inşâAllah. Bakalım, İbn-i Kesîr ne söylemektedir: أي لانه قد تكلف ما لا علم له به وسلك غير ما أمر به فلو أنه أصاب المعنى في نفس الامر لكان قد أخطا لانه لم يأت الامر من بابه كمن حكم بين الناس على جهل فهو في النار وإن وافق حكمه الصواب في نفس الامر لكن يكون أخف جرما ممن أخطأ والله أعلم “Yani o, bilgisi olmayan bir konuda kendisini zorlamış ve kendisine emrolunandan başka bir yola girmiştir. O, gerçekte manaya isabet etmiş olsa bile, muhakkak ki hata etmiş sayılır; çünkü ona kapısından girmemiştir (emri yerine getirmemiştir). Bu durum, insanlar arasında cehâletle hüküm veren kimsenin, verdiği hüküm vâkıada doğruya uygun düşse bile cehennemlik olması gibidir. Fakat günahı, hata eden kimseden daha hafîf olur. Allah en iyi bilendir.” (Tefsîru’l Kur’âni’l Azîm, 1/10) Hulâsa olarak şunları diyebiliriz: a) Rasûlullah adına yalan yere söz uyduran ve o yalanı nakleden cehenneme müstahak olur. Ama Peygamberden olduğu sâbit olan Hadîsleri rivâyet etmek câizdir. b) Allah’ın Kitâbı hakkında bilgisizce ve kişisel tahminlerle söz söylemek yanlıştır. Bir kimse, bu şekilde konuşup da doğruya isâbet etse dahi hata etmiştir. Çünkü ilim üzere yani ilme dayanarak konuşmamıştır, zanna uymuştur. “Şüphesiz ki zan ise, hak adına hiçbir şey ifade etmez.” (Yûnus: 36; Necm: 28) Zan; hak olan hiçbir şeyin yerini tutmaz. Zan yoluyla doğruya isâbet edilse dahi! c) İlimsizce, şahsî görüş ve kanaatlerle, zan ve tahminlerle Kur’ân hakkında konuşmak, Kur’ân’ı tefsîr etmek ve hüküm vermek haramdır. وَآخِرُ دَعْوَاهُمْ أَنِ الْحَمْدُ لِلّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ “Onların dualarının sonu: Elhamdülillâhi Rabbi’l âlemîn’dir.” (10/Yûnus: 10) Biz de, sözlerimizin sonunda Allah’a hamdediyoruz. Yusuf Semmak |
KATEGORİLER
08.12.2024Pazar
Son Yorumlar
misafir Good blog post. I certainly appre Oğuzhan Admin çok teşekkürler. İsmail Yüce ALLAH cc razı olsun sizden h Yusuf Semmak Ve aleyküm selâm kardeşim. Tâbi Bekir Yetginbal Canım kardeşim selamualeykum GÜN Bekir Yetginbal Ey Rabbim bu kulunun gayretlerini Mahmut Selamünaleykum Yusuf peygamberin Ufuk Çok güzel Şeyma Bu nadide soru ve cevapları için Ahmet Doyurucu bir yorum Teşekkürler Yusuf Semmak Son mısralar/dizeler hep "Lâm" ha Baraa Bence çoooook güzel bir site ali İlmî Arapça Sayfası http://www ali Faydalı Bir Maksud Programı http ali Faydalı Bir Emsile Programı http Yusuf Semmak BU DERSTE İŞLENEN BAŞLICA MEVZULA Derya Atan Ağzınıza, yüreğinize sağlık hocam Firdevs Sevgi inş güzeldit. misafir ⭐⭐⭐⭐& mustafa Abi çook teşekküür ederim Medine Cenetin kapısın geçmek istiyom Yusuf Semmak Namazda Salli-Bârik okurken, Peyg Yusuf Allah razı olsun hocam çok anlaşı Yusuf Semmak Saçınızı erkeğe kestirmediğiniz, Meryem Verdiğiniz bu bilgiler için çok t Yusuf Semmak + Ayrıca Hadîs'in açıklamasında d Yusuf Semmak Güzel bir yorum. Fakat biraz açık metin hadiste gecen Gölge Arsin gölgesi Rüya Çok teşekkür ederim Şule Çok teşekkürler sadullah demircioğlu abdullah bin mesud (r.a.) ‘’sakın Yusuf Semmak Bir kardeşimiz, selâmdan sonra; “ Yusuf Semmak EVET, YİNE SİGARA! Bugün piyas |