 __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 12. Bölüm) __
KONULAR: İtâat Anlamındaki İbâdet,
Rabblik İddia Eden Firavun Ateist miydi?,
Hz. İbrâhîm’in, “Şeytana İbâdet Etme!” Dediği Babası Satanist miydi?,
Mahlûkâta İtâatin Sınırı Nedir?,
“Ma’rûf” ve “Münker” Kavramlarının Tanımları,
İbâdet’in Kısımları,
Ramazan Ayı ile Alâkalı Bazı Hadîsler...
Youtube kanalımıza abone olup, bildirimi açıp, paylaşımlarımızdan ânında haberdar olabilirsiniz. Selâm ve dua ile.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sabah-Akşam Zikirleri) __
Rabbimiz Teâlâ buyurdu:
وَاذْكُرْ رَبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعًا وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالْاٰصَالِ وَلَا تَكُنْ مِنَ الْغَافِلِينَ
“Rabbini, içinden yalvararak ve (azâbından) korkarak, yüksek olmayan bir sesle sabah akşam zikret/an ve gâfillerden olma!” (A’râf:205)
Allâme Mevdûdî rahımehullâh, A’râf Sûresinin 205. Âyeti hakkında şu açıklamaları yapmaktadır: “’Rabbini an’ ibâresi ‘namaz kıl’ anlamına geldiği gibi, ‘ister dil ile ister değil, Allah'ı hatırda tut’ anlamına da gelir.
’Sabah ve akşam’ tabiri hem bizzat o vakitleri ve hem de ‘daima’ anlamını tazammum (ihtivâ) eder. O halde ‘Rabbini sabah ve akşam an’; ‘Sabahleyin ve akşamleyin Rabbin için namaz kıl’ ve ‘daima Allah'ı aklında tut’ demektir.
Sûre, Allah'ı zikretmeleri, anmaları hususunda Müslümanların ihmâllerine karşı (ki yalnızca bu, dünyadaki tüm kötülüklerin ve keşmekeşlerin sebebidir) yukarıdaki uyarı ile son bulmaktadır. İnsan ne zaman Allah'ın onun Rabbi olduğunu ve ölümünden sonra doğrudan doğruya O’na hesap vermek zorunda olacağını unutmuşsa, hak yoldan sapmıştır, kötü ve gayr-i ahlâkî fiiller işlemiştir. Bundan dolayı, hak yolu takip etmek niyetinde olan ve başkalarını da aynı yola getirmek isteyen kişi bu ihmâlkârlığa karşı tam mânâsıyla uyanık olmalıdır. İşte bu nedenledir ki, Kur'ân, namazın yerine getirilmesinin, Allah'ı zikretmenin ve her durumda O'na yönelmenin önemini tekrar tekrar vurgulamaktadır.” (Tefhîmu’l Kur’ân, C: 2, S: 133, 134)
Dileyen, ilerleme çubuğundan veya açıklama bölümünden tek tıklamayla -neşîdi atlayıp doğrudan- "Sabah-Akşam Zikirleri" kısmına geçiş yapabilir. Youtube kanalımıza abone olup, bildirimi açıp, paylaşımlarımızdan ânında haberdar olabilirsiniz. Selâm ve dua ile.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 11. Bölüm) __
Dileyen, youtube kanalımıza abone olup, bildirimi açıp, paylaşımlarımızdan ânında haberdar olabilir. Selâm ve dua ile.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 10. Bölüm) __
Bu videomuzda; günümüzde ifrât ve tefrît noktasında polemik hâline getirilen önemli bazı konuların açıklamalarına yer vermekteyiz. Özellikle de, şirk ve küfre girmediği sürece, büyük günah işleyen kimsenin tekfîr edilmeyeceği yani 'kâfir' denilmeyeceği, bununla beraber din kardeşine ‘kâfir’ diyenin durumu ve Müslümanı tekfîr eden kimse hakkında âlimlerin görüşleri gibi meseleleri dinlemenizi ve dinletmenizi tavsiye ederiz. Dileyen, youtube kanalımıza abone olup, bildirimi açıp, paylaşımlarımızdan ânında haberdar olabilir. Selâm ve dua ile.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 9. Bölüm) __
Ana, alt ve ara başlıklar videoda ve açıklama bölümündedir. Ayrıca başlıklara göre de videomuz dakika ve saniye olarak bölümlere ayrılmıştır. Videoyu dinlerken/izlerken bu kolaylıktan pratik olarak istifâde edebilirsiniz. Videonun "durum barı", "ilerleme barı" ya da "durum veya ilerleme çizgisi/çubuğu" olarak bilinen kısmında başlıkları ve farklı bölümleri görebiliyoruz ve istediğimiz konuya da atlayabiliyoruz. Bu videomuzu, günümüzde polemik hâline getirilen "kazâ ve kader" konularını öğrenmek isteyenlere özellikle tavsiye ederiz.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 8. Bölüm) __
2021 Yılının İlk Paylaşımı...
Abone olup, bildirimi açıp, eşinize dostunuza tavsiye edip, "çam sakızı, çoban armağanı" kâbilinden de olsa, hayır denizinde bir damla olabilirsiniz.  __ YENİ PAYLAŞIMIMIZ (İLMÎ)! (Sesli Kitap - 7. Bölüm) __
2020 Yılının Son Paylaşımı...
Öncelikle belirtelim, bu konu özellikle ilim ehlini ilgilendiren ilmî bir konudur! İlimden ve Tevhîd’den yoksun olan bazı kesimlerin hak ehlini eleştirip tahkîr ve tekfîr etmelerine yönelik saldırılarını bertaraf etmek adına tahkîk edilmiştir. Bunun, şirk ve dalâlet ehlinin üzerinde yaygara yapmasının da etkisiyle çok müşkil ve tahkîkâtı zor bir konu olduğu bir gerçektir. Eğer hassâten günümüzdeki Ğulât-ı Sûfiyye’nin bu rivâyeti dillerine dolayarak gidip geldikleri yerlerde mütemâdiyen ehl-i imana saldırmaları vâkıası olmasaydı, biz bu konuya yer vermezdik! Bu açıdan bakıldığında, konunun ilmî olarak izah edilmesinin yanında, başta ulemâ olmak üzere tüm mü’minlerin izzet ve şereflerini koruma adına bir hassâsiyet gösterdiğimizi belirtmeliyiz.
Her nedense, Âyetlerin ve Hadîslerin bile müteşâbihleri olduğunu bilen şirk ehli, sözlerde de müteşâbihler olabileceğini görmezlikten gelmektedirler. Burada, “İmam Mücâhid rahımehullâh’tan gelen söz konusu rivâyet sahîhtir ama müteşâbih bir mâhiyettedir. İmam Mücâhid’in de, Peygamberimize iftirâ edip din adına kendinden bir söz söylemesi düşünülemeyeceğine göre, keyfiyetini bilemeyiz” deyip, bu sözü, İslâm’ın ana esasları ve umdeleri çerçevesinde te’vîl etseydiler veya tevakkuf etseydiler, elbette bu kendileri için daha hayırlı olurdu! Nitekim kimi âlimler bu rivâyeti yorumsuz şekilde nakletmekle kalmışlar, kimileri de meşrû dairede bir te’vîl ortaya koymuşlardır. O te’vîli de tahkîkâtımızda ortaya koyduk.
Konunun zor bir mesele olduğu inkâr edilemez. Bu nedenle de Türkçe kitaplar içinde bu konuyu izah eden bir çalışma görmedik. Fakat sûfîlerin bu kanaldan saldırılarına cevap niteliğinde meseleyi ilmî olarak tahkîk ettik. Böylelikle dallar budaklar mesâbesindeki meseleleri dillerine dolayıp, onlar üzerinden Tevhîd’e ve Tevhîd ehline saldıran kimselerin boş ve beleş konuştuklarını ortaya koymak istedik.
Amacımız bu iken, bazı cesur gençler de kalkıp bu rivâyeti hakikati üzere alıp keyfiyetinden dem vurmaya kalkışmasınlar. Bu yolla teşbîh ve tecsîm’e kaymasınlar! Ehl-i Sünnet’in müteşâbihlere yaklaşımı bellidir; ondan sapmasınlar! Sadece bilsinler ki, İbn-i Teymiyye ve İbn-i Kayyım başta olmak üzere bazı âlimleri, bu rivâyeti bahane ederek tekfîr eden kimseler aslında bu rivâyeti kitaplarına alan veya kitaplarına almakla birlikte te’vîl eden birçok âlimi de tekfîr etmektedirler! Bu da, pratikte âlimleri ve mezhepleri kâle almadıklarını gösterir! Her ne kadar bunun aksini söyleseler de!.. Bu tavır, ümmetin imamlarının ve mü’minlerin yolu olan Sırât-ı Müstakîm’den ve Ehl-i Sünnet ve’l Cemâat menhecinden sapmaktır!
Öyle ya, ulemâyı ve diğer mü’minleri sahîh bir rivâyeti kitaplarına aldıkları veya söyledikleri için tekfîr etmek de neyin nesi?! Hem de o rivâyetin, aslında teşbîh ve tecsîmcilerin delillerini zikredip iptal etmek ve İslâm’ın hakikatini ortaya koymak adına zikredildiğini bilmeden!
Müşebbihe ve Mücessime’ye karşı en çok mücâdele eden o âlimlere hakâret eden teşbîh ve tecsîm içinde yüzen kimseler, âlimlere gıybet ve iftirâ ederlerken, âlimlerin etlerinin zehirli olduğunu bilmiyorlar mı? Mahkeme-i Kübrâ’da nasıl hesaplaşacaklar?!
İmam Mücâhid’den nakledilen bu sahîh rivâyeti, -sadece kitabına alan onlarmış gibi- kitaplarına aldıkları için İbn-i Teymiyye’ye ve İbn-i Kayyım’a iftirâ eden yaygaracılar acaba; İMAM TABERÎ, EBÛ BEKR EL-HALLÂL, İBN-İ BATTA, EBÛ İSHÂK ES-SA’LEBÎ, EBÛ YA’LÂ EL-FERRÂ, EL-HATÎB EL-BAĞDÂDÎ, İBN-İ EBÎ YA’LÂ, İBN-İ ATIYYE, İMAM KURTUBÎ, BEDRUDDÎN İBN-İ CEMÂA, İMAM ZEHEBÎ, BEDRUDDÎN EL-AYNÎ, İBN-İ HACER EL-ASKALÂNÎ, İMAM SUYÛTÎ, MOLLA ALİYYU’L KÂRÎ, HATTA BU RİVÂYETİ REDDETMEYEN AHMED B. HANBEL VE OĞLU ABDULLAH gibi âlimleri hatta sayfa işgal etmemek için isimlerini zikretmediğimiz diğer âlimleri de mi sapıklıkla suçlayıp tekfîr etmektedirler?! Hem de tekfîrcilikte [iman ehlini tekfîrde] level atlayarak!.. Sırf bu müteşâbih rivâyeti kitaplarında zikrettiler diye! Yoksa onlar çifte standartlı kimseler midirler? Bu câhil insanlar, bu bilgisizliklerine, tutarsızlıklarına ve dalâletlerine rağmen ne yazık ki câhiliyye toplumlarında kendilerine az veya çok taraftar bulabilmektedirler! Birçok kimse âhir zamanın saptırıcı imamları tarafından saptırılmaktadır! Rabbim, akl-ı selîm ve hidâyet versin.  YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 6. Bölüm)  YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 5. Bölüm)
Kitabımızda “İslâm Akîdesi ve Temel Kavramlar” başlığı altında müstakîl sayılabilecek bir bölüm vardır. Bu bölümde sırasıyla “Akâid, İbâdet, Din, Tâğût ve Câhiliyye” kavramlarını işlemekteyiz. Bu kavramları sahîh olarak fıkhetmek, İslâm dininin hakikatini de sahîh olarak anlamayı sağlamaktadır. Bu beşinci bölümde ilk kavram olan “Akâid” konusuyla başlıyoruz…  YENİ PAYLAŞIMIMIZ! (Sesli Kitap - 4. Bölüm)
Hamden lillâh alâ kulli hâl sive'l-kufri ve'd-dalâl...
“Putperest Çağlarda Müslüman Olmak” adlı kitabımızın “Putperest Çağlarda Müslüman Olmak” adlı konusu…
“Yöntem Hakkında” konusunun sekizinci ve son alt başlığı ve kitabımızın ismiyle müsemmâ olan “Putperest Çağlarda Müslüman Olmak” adlı başlığın seslendirmesini dinlemenizi ve başkalarına da dinletmenizi mutlaka tavsiye ederiz.
|
Son Yorumlar
metin
hadiste gecen Gölge Arsin gölgesi fatma
ellerinize yüreğinize sağlık cıdd Mehmet
Bu site "13.45'de mi 13.45'te mi mutluluk
Çok güzel olmuş ellerinize sağlık hediye
Esselamün aleyküm Yusuf kardeşim. ali
Güzel bir anlatım olmuş ALLAH(C.C Ece
Harika çok teşekkürler
|